İzleyiciler

27 Ağustos 2012 Pazartesi





Arka Kapak
Sir Arthur Conan eşsiz detektif Sherlock Holmesu dünyayla tanıştırdı ve bunun üzerinden yıllar geçmesine rağmen popülaritesini hiç yitirmedi. Böylece Sherlock Holmes zaman testine dayanmış oldu.

Ölümle Randevu elinizden bırakamayacağınız, hayret-ler içerisinde okuyacağınız, sayfaları çevirdikçe heyecan dozu artan bir Sir Arthur Conan başyapıtı. 

Hayat, insan aklının düşünebileceğinden çok daha gariptir. İnsan, gerçekte sıradan denen şeyleri çoğu zaman hayal bile edemez. Apaçık bir gerçek kadar yakalaması zor bir şey yoktur.


Arka Kapak
Kayıp babasıyla doğacak çocuğu arasında kalmış bir kadın... Hayatın anlamını arayan bir insan: Karen Kimya... Kapıları sırlara açılan bir kent... Sırların mucizelere dönüştüğü geceler. Mucizelerin hakikat sayıldığı zamanlar... Yedi yüz yıl öncesinden gelen bir fısıltı... Aşkı sadece aşkla tartanların ıtırlı soluğu... Ölümün yok edemediği bir sevda... Yıllara direnen bir sevgi; Şems-i Tebrizi ve Mevlâna Celaleddin-i Rumi... Günümüzden yedi yüz küsur yıl öncesine uzanan gerilim dolu, heyecan yüklü, mistik bir serüven...

"Taşta kan vardı, gökyüzünde dolunay, bahçede toprak kokusu. Ürkütücü bir serinlik içinde yüzüyordu ağaçlar. Kış güllerinin katmerlenme vaktiydi, nergislerin tazelenme demi. Yedi kişi girmişti bahçeye... Yedi öfkeli yürek, nefretin ele geçirdiği yedi akıl, yedi keskin bıçak. Yedi lanetli adam bahçenin sessizliğini yedi parçaya bölerek yürüdü kurbanlarının bulunduğu tahta kapıya...

Taşta kan vardı. Bahçede ürkütücü bir serinlik. Cinayetin tek tanığı dolunaydı. Hiç şaşırmadan, ürpermeden, korkmadan bakıyordu uzun boylu kavak ağaçlarının ölü yapraklarının arasından. Yedi kişiden en genç olanı vurmuştu kapıya. En yaşlı olanı çağırmıştı içeridekini. Yedi kişinin yedisi birden saplamıştı bıçaklarını içeriden çıkana.

Taşta kan vardı. İnsanların yüreklerinde nefret, dolunayda derin bir sükûnet…



Arka Kapak
Türk edebiyatı tarihinin en büyük alimi Prof. Fuat Köprülü'nün, derslerinde söylediği bir söz vardır; Bütün Türk edebiyatını terazinin bir gözüne, dede Korkutu öbür gözen koysanız, yine Dede Korkut ağır basar.
Dede Korkut Kitabının deferini ifade etmek için bundan daha güzel bir söz bulmak mümkün değildir. Gerçekten Dede Korkut Kitabı Türk edebiyatının en büyük abidelerinin Türk dilinin en güzel eserlerinin başında gelir.
Dede Korkut Kitabının bu yüksek değeri onun mahiyetinin tabii bir neticesidir. Dede Korkut bir milli destandır. Milli destanlar, taşıdıkları vasıflar dolayısıyle, bağlı oldukları dil ve edebiyat sahaları içinde daima müstesna bir yer işgal ederler.

Bugün de isteyerek bloğa geldim.İlk önce sevdiğim bir şarkıyı paylaşayım.Pink'i çok seviyorum.Glee'de 'Raise Your Glass' şarkısını coverlamışlardı.Bundan sonra dinlemeye başladım.Bu şarkı da en sevdiğim şarkılardan biri.


Şarkının adı 'So What'.Eski bir şarkı ama yine de seviyorum :)

**********

Bugün ilk kez gazeteleri dolanayım dedim.Plaja gittiğimizde gazete alır,köşe yazısı falan okurdum ama Ankara'ya geldiğimizden beri o alışkanlık yok oldu :/  .
Müzik haberlerine baktım.Diğer haberler beni biraz geriyor.Bu yüzden müzik haberlerine bakmayı tercih ediyorum.Her neyse One Direction WMYB'dan sonra 'Live While We're Young' adında bir single çıkarıyorlarmış.Lenny Kravitz'in ekim ayında vereceği İstanbul konseri 2013'e ertelenmiş.
Müzik haberi değil ama bir haber daha dikkatimi çekti.Eastpak plastik şişeden sırt çantası yaparak bir koleksiyon hazırlamış.Buradan koleksiyona bakabilirsiniz: 
http://www.eastpak.com/uk-en/special-collections/green-collection.html


Bu arada bugün çok şanslı olduğumu söylemeden geçemeyeceğim.Ankamall'a gittim ve Açlık Oyunları'nın DVD'sini aldım.Bulamayacağım için çok korkmuştum.



2 tane de kitap aldım.Dede Korkut Hikayeleri'ni Edebiyat öğretmenimiz dediği için aldım.Diğer kitap ise 'Bab-ı Esrar' yazarı Ahmet Ümit.Ahmet Ümit'ten bir kitap okumuştum ve çok etkilenmiştim.Ondan bir kitap daha almamak olmazdı.


Kardeşim adına da çok sevindim.Birinci sınıfı bitirdi ve isteyerek,seçerek ilk kez kitap aldı.Kitaplar da bunlar:



Bunlardan sonra da gezmemizi bitirdik.Bu kadar kitap adı verdikten sonra okuduğum kitabı da söylemeden olmazdı.Şu an 'Şüphe Asla Uyumaz' adlı kitabı okuyorum.Bu aralar Sherlock Holmes'a bayağı takmış bulunuyorum.Bundan önce de 'Ölümle Randevu' adlı kitabı okumuştum.Bu Sherlock Holmes'la ilgili okuduğum dördüncü kitap olacak ve artık kitaplar sıkıntı vermeye başladı.Size tavsiyem Sherlock Holmes'la ilgili kitaplar okuyacaksanız arada farklı kitaplar da okumanız.Sherlock Holmes'u anlatan 'Sherlock' dizisini de söylemem gerekir.Kitaplarından daha çok sevdim diziyi.Mini bir dizi ve bir buçuk saatlik.Kesinlikle izlemeniz gereken bir dizi. ;)






26 Ağustos 2012 Pazar

Bir kaç saat önce bana bu mesaj geldi.Biraz saçma geldi ama gönderdim.Cevaplardan çok mutlu oldum,gerçekten.Cevapları okurken 32 diş sırıtıyordum.


 Bunlar da mesajıma aldığım cevaplar:








Geçen dönem bir geziye gitmiştik.Otobüsteyken bir arkadaşım bana 'Sen çok despot bir anne olursun' demişti.Açıkçası despot dememelerine sevindim.








Keşke Josh ve Zac gruptan ayrılmasalardı dedikten sonra bu gifleri görmek beni çok hüzünlendirdi.Bu arada Taylor'ın saçları uzun ve kıvırcık <3 .Jeremy'nin de şimdiki hali kesinlikle daha iyi.


Şu resim ne güzel bir resim.Bunu görünce Josh'ı hatırladım.Keşke gruptan ayrılmasaydı. :(



Hayley'nin giyimi de değişmiş.Deri taytlar falan...Ama güzel olmuş.Ayrıca bu saç rengi öncekinden daha güzel olmuş.Taylor'ın uzun saçlarını özledim,keşke saçlarını uzatsa...Jeremy'e söylenecek bir şey yok,o her zaman iyi...


Blogger'a girmeyeli çok oldu.Açıkçası canım da pek girmek istemedi.Ramazandı,hastalandım,bir çok şey oldu.Face'de boş boş dolanacağıma bugün gireyim dedim.
---
Dolanırken Taio Cruz dinliyordum,bir blogda Paramore'u gördüm.Dinlemeyeli çok olmuştu,canım da dinlemek istedi.Sitelerine bakınca sitelerinin görünümünü değiştirdiklerini fark ettim.Güzel olmuş.



Bu arada şu daire içine aldığım kısmı da çok beğendim..Eskiden albüm albüm dinleyebiliyorduk.Şimdi daha kolay olmuş.



7 Ağustos 2012 Salı



Allison ölsün valla.Gerard yüzünden de olsa kaç bölümdür ona demediğim şey kalmadı.Çookk nefret ediyorum ondan gerçekten.

Teen Wolf 2.sezon 11.bölüm

Teen Wolf'un 2.Sezon 11.Bölümünü yeni bitirdim.Onuncu bölüm çok güzeldi zaten.Aksiyon,macera daha fazla artmıştı.Bence bu bölüm 10.bölüme göre daha aksiyonsuz geçti.
11.bölümle ilgili olarak;ilk önce Gerard'dan ne kadar nefret ettiğimi söylemem gerekiyor sanırım.Kızın annesi öldü diye hem Derek'i öldürtmeye çalışıyor hem de kızı ölüm makinesi haline getirdi.Allison hiç acımadan Boyd'a nasıl ok attı.Artık Allison'un babası da kızını kurtaramaz.Isaac'e çok sevindim ama doğru yolu bulup Scott'la işbirliği yaptı.Stiles'ın kaçırılmasına üzüldüm.Garibim ne kadar saflarştı,suskunlaştı.Kesin Gerard kaçırtmıştır onu.Jackson kimseyi öldüremeyince 2.planı vardır tabii adamın,bir de Scott dediğini yapmayınca ya Scott'ın annesini kaçıracaktı ya da Stiles'ı...Jackson'un da içinde biraz iyilik kırıntısı varmış demek ki kendini tırnakladığına göre...




                                         Canım benim <3<3



Teen Wolf



Bir iki gündür yazamadım ama sonunda geldim.Şimdi de pek canım yazmak istemiyor onun için izlediğim dizilerin resimlerini paylaşmak ve dizi zledikten sonra dizileri yorumlamak istiyorum.Şimdi izleyeceğim dizi Teen Wolf.

4 Ağustos 2012 Cumartesi

Wings...




WINGS




Bu şarkıyı söyleyen grup Little Mix.X-Factor'de birinci olan ilk kız grubu galiba.
Aslında grubu Perrie'den-sarışın,mavi gözlü kız- dolayı dinlememiştim(Biliyosunuzdur Perrie One Direction'dan Zayn'le çıkıyor ve bazı Directioner'ler Perrie'yi pek sevmiyor.Şimdi One Direction'u pek sevmiyorum ama bir kaç aylık bir ilgim olmuştu).Ama dinleyince en sevdiğim gruplardan biri oldu.
Şarkıya gelirsek;klip güzel olmuş,şarkının anlamı da güzel.Bu gruptan dış görünüşünü en çok beğendiğim kişi Jade-papyon takan kız-. Seslerine bakarsak hepsinin sesi güzel ama Perrie'nin sesi,1.23-1.30 arasında duyabilirsiniz,daha farklı diğerlerinin sesinden daha kalın ama şarkıya ayrı,güzel bir hava katmış.Sonuç olarak ortaya çok güzel bir şarkı çıkmış...

Hayırlı Olsun...

Eveett!Sonunda istediğim bloğu açtım,açmak biraz zor oldu o ayrı.Kaç gündür düşünüyorum blog açmayı.Bir kaç bloğum olmuştu ama aptalca konular işte ünlüler falan...O blogların şifrelerini de hatırlamıyorum.Tumblr açtım,attığımız her postun paralı olduğunu öğrenince onu da kapattım.Bu bloğun aslında tumblr gibi ama istediğim her şeyi anlatabileceğim,beni anlatan bir yer olmasını istiyorum.Sıkılınca,bunalınca gelebileceğim,sevinçlerimi paylaşacağım bir yer...
Bloğumu okuyan birinin olup olmaması da umurumda değil aslında.Çünkü dediğim gibi bu bloğu içimi dökmek için bir bakıma günlük gibi kullanmak için açtım.Ama eğer bloğumu okuyanlar olursa belki benim sevdiğim şeyleri seven birileri çıkabilir ve "Oh be!Bu şeyi sadece ben sevmiyormuşum.Benden başka sevenler de varmış" diyebilsin.
Her neyse sonuçta bu bloğu açtım.
Bloğuma hoş geldiniz,blogger'a hoş geldim :)